Aslında birkaç hafta öncesinde Diyarbakır’daki Fenerbahçe maçında yaşanan olaylardan bahsederek başlayalım. Diyarbakır’ın maç başında sert oyununa ‘tamam’ diyebiliriz. Bu takım lige yeni çıkmış, kendilerine toplama takım denip belki küçümseniyorlar. Bu yüzden olmalı ki kendileri de iyi olduklarını kanıtlamak için teknik özelliği yüksek Fenerbahçe oyuncularına karşı ikili mücadelelerde oldukça serttiler. Belki yıldırma tekniği falan. Bunda oldukça başarılı giderlerken, Diyarbakırspor takımı asıl rakiplerinin Fenerbahçe olmadığını taraftarlarının gösterdiği çirkin davranışlarla anlıyordu. Nitekim oyuncuların da konsantresi dağılmış olmalı ki öne geçtikleri maçı bile kaybediyorlardı. Bence yenilgideki en büyük nedenlerden biri taraftarlardı. Bazı provokasyon ve zarar verme amacı taşıyan bu taraftarlar yüzünden saha kapatma cezaları da peşin sıra geliyordu. Ben taraftarı olmasam da o maçı Fenerbahçe’nin kazanması için dua ediyordum. Çünkü hak etmiyorlardı hiçbir şeyi...Ne 3 puanı, ne de süper ligi. O maçtan sonra ben şundan yüzde yüz eminim ki; bütün Fenerbahçeliler Diyarbakırspor’dan ve onu destekleyenlerden nefret etmeye başladı. Bunun yanında diğerler takımların taraftarlarını da koyarsak bu kızgınlık ne haddeye geldi onu siz düşünün.
Böyle bir referansa sahip Diyarbakırspor taraftarlarını bu sefer stattan canlı olarak görme fırsatım oldu. Atatürk stadı hınca hınç doluydu ki biletim olmasına rağmen ben ve yüzlerce kişi maçı ayakta izledi. Sadece maçı izlemedik tabi ki. Hemen sağ tarafımızda 300 kadar olduğunu tahmin ettiğim rakip takım seyircisi yerini almış zurna eşliğinde halay çekiyorlardı maç başlamadan hemen önce. Ama aralarındaki birkaç kendini bilmez sırıtıyordu ellerindeki bazı bayraklarla. Ardından İstiklal Marşımız için tüm stat ayaktayken o 300 kişinin içinde oturanların olması herkesin dikkatini çekiyordu. Bunlar da olayların fitili yavaş yavaş ateşleniyordu. Zaten bu taraftar grubuna önceden beri kızgın olan Bursasporlular da sözlerini eksik etmiyorlardı. Ardından goller ile iyice çılgına dönüyordu Diyarbakırsporlular. Aralarından masum olanlar da kenara çekilmiş olaylardan uzak durduklarından belli oluyorlardı. Aralarda adrenalin iyice artıyor, koltuklar da sökülüp atılıyordu tabi ki. Maç sonarlına doğru ikinci bir çevik kuvvet ekibi daha giriyordu azalan ama saldırgan taraftarların arasına. Polisin gözü önünde üzerimize atılan taşlar, şişeler, koltuklar. Her iki taraf ta çığırından çıkmıştı artık. Sözlü ya da maddeli atışmalar her iki tarafta da vardı. Gözümün önünde karşıdan gelen şişenin bizim tribünde ki güvenlik görevlisinin tam suratına inmesini de an be an yakalıyordum. Hani çoğu kez haber programlarında gördüğümüz eli taşlı, sopalı korsan göstericiler her tarafı yakıp dökerler ya, nerdeyse öyle bir olay yaşanıyordu orada. Sadece maskeler eksikti surtlarda. Olaylar bu şekilde maç bitimine kadar devam etti.Tahminime göre çoğu provokasyon amacı taşıyan bu taraftar kılığındaki kişiler ayrıca Diyarbakırspor başkanını da sevmediklerini ve Türk futboluna hizmet etmek isteyen bu kulübe ve Türk futboluna köstek olmaya çalıştıklarını tahmin ediyorum. Belki de Çetin Sümer her yerde barış ve dostluk mesajları verdiğindendir bu.
Peki ya şimdi bu medyada olayların sorumlusu olarak yüzde doksan oranla Bursaspor taraftarı ilan ediliyor. Bursa’nın açılıma köstek olduğu bile dile getiriliyor. Başkan, yönetim ve bazı taraftarlar da özürlerini bildiriyor Bursa tarafında. Bence kendilerini bu kadar suçlu gösterenlere karşı boyun eğmemeli Bursalılar. Çünkü olaylar çok önceden başladı. Kısacası bu taraftar kılığındaki kişiler bazı amaçlar uğruna bu takıma,Türk futboluna kısacası ülkeye büyük bir zarar vermeye çalışıyor. Bu olayların bundan sonra da her fırsatta devam edeceğinden de adım gibi eminim. Ülkede herkesi birbirine düşürmeye çalışanlar yavaş yavaş bu hedeflerini gerçekleştiriyor. Ne yazık bizlere ki düşmanımızı Bursaspor ilan ediyoruz.Allah herkesi cahilin şerrinden korusun!

"Eşim bana şimdiye kadar favori futbolcusunun kim olduğunu söylemedi ama Beckham ile çektirdiğ iki fotoğrafı var." Fabio Capello Beckham'ı Güney Afrika'ya götürmemekten bu nedenle çekiniyor olabilir. 




" Peynirli kek. Kesinlikle. Yumurta ve domuz pastırması, İngiliz kahvaltısı, bunları çok seviyorum. Yumurta ve pastırma kahvaltıda harika oluyor." Chelsea patronu Carlo Ancelotti İngiltere'deki favorileri şeyleri üzerine.
" Honduras'ta top kapma yeteneği üzerine Hendry Thomas'ı 'El Doctor' diye çağırıyorlar ama insanları hastaneye gönderdiği için değil. Bir şeyleri tedavi eden bir hekim gibidir o." Wigan teknik direktörü Roberto Martinez orta saha oyuncusu hakkında.

Haftanın Tezahüratları






Bu sezonun 6.haftası. Yer Sivas. Maçın adı aynı. Skor 3-1 Bursaspor lehine. Sivasspor kadrosu: Akın, Murat, Sedat, Yasin, Hayrettin, Zita, Musa, İbrahim, Cihan, İbrahim Şahin, Ersen Martin. Sonradan girenler ise ; Sezer, Kamanan, Erman..
Sivasspor için önümüzdeki iki hafta çok önemli. Galibiyetle tanışmaları lazım. Her mağlubiyet sonrası işler daha da kötüye gitmeye başlayacak. Düşme korkusunu yakından hissedebilirler. Gereksiz değişim onların başına büyük bir bela açabilir. Bu sene başarılı olacak diğer Anadolu kulüplerine ders olacak nitelikte Sivasspor'un yaptığı ve bu sene geldiği durum.. 





















Ricardo Fuller - Andy Griffin
