8 Temmuz 2010 Perşembe

Az Farkla Aut Kaldığı Yerden


İşler , sınavlar vs. olaylar nedeniyle bir hayli aksattığımız blogumuz kaldığı yerden devam ediyor. Geri dönüşümüz hüzünlü oluyor maalesef. Çanakkale Dardanelsporumuz küme düşüp bizleri üzdü gene. Dünya Kupası bir nebze olsun unutturdu bize bunu. Her neyse bizi takip edenlere öncelikle teşekkür ediyorum ve bizi takip etmeye devam edin diyorum.

7 Mayıs 2010 Cuma

Türkiye'de Defansif Orta Saha Olmak


Hiç unutmam Mehmet Topal'ın Dardanel yıllarını. O günlerde ben dahil çoğu kişinin sevdiği bir oyuncu değildi Mehmet Topal. Defansın bile gol atanını sever Türk seyircisi genellikle. Taraftarın hoşuna gitmeyen bir futbol oynar genelde oradaki oyuncular. O Mehmet Topal bir kaç gün sonra Anfield Road'da çıktığında gurur duyduk. Fakat utanmamız da gerekirdi biraz. Sonra ne oldu. Mehmet Topal Galatasaraydayken biz gurur duyarken bu sefer Galatasaraylılar homurdanmaya başladı. Yok düz adam, yok şöyle yok böyle. Şimdi Valencia ısrarla onu istiyor. Oraya giderse bu sefer herkes gururlanacak. Ama eminim ki Valencialılar homurdanmayacak. Çünkü o her zamanki gibi orada görevini yapabilecek. Defansif orta saha görevini çok güzel şekilde yapacak. Oradaki taraftarların istediğini gerçekleştirecek. Valencialılarn böyle düşüneceğini tahmin etmek çok zor değil. Neden mi. Çünkü karşımda duran bir yığın örnek var. Fellaini'yi mi örnek versem ya da Sergio Busquets'i mi. Ben de beğenmiyorum bu tip adamları ama galiba biz yanılıyoruz. Adamların yapabileceği bu, görevleri de o. Mehmet Topal'ın bu tip adamlardan pek eksiği olduğunu görmemiş olmalı Valencia yönetimi. İnşallah gidersin gururlanırız. Ama bu sefer hatamızı anlamış olacak şekilde.

24 Mart 2010 Çarşamba

Tolunay Kafkas'tan Sonra


Sivas ve Bursa'nın yaptıkları güzel şey ligimiz için. Dört büyükler için de tam tersi kötü. Peki sizce sadece dört büyüklerin mi. Bundan en büyük nasibi alanlardan biri de Kayserispor. Her sene başarılı çizgisini korumasına rağmen geçen sene Sivas ve bu sene de Bursa'nın gölgesinde kaldılar. Bu olaylar takıma Türkiye Kupası'nı getirmiş Tolunay Kafkas'ı da etkiledi. Erutuğrul Sağlam'ın başarısının ardından Kayseri'de görev yapmak zordu. Üstesinden geldi. Hataları tabii çok var. Görünür de geçen sene Sivas'tan daha iyi bir kadroları bu sene de Bursapor'dan daha iyi bir stadları ve bütçeleri vardı. Fakat Kayserispor başarısının zirvesindeyken tam taraftarıyla bütünleşmişken herşey tepetaklak oldu. O heyecanı sağlayamadı Tolunay Kafkas'ın ekibi. Üstesinden gelemedi. Kentle bütünleşme bir türlü sağlanamadı. Eskiden başlyan Tolunay Kafkas hakkında homurdanmalar herşey kötü gidince daha da artmaya başladı. Sonucunda da Tolunay Kafkas böyle bir karar aldı. Ertuğrul Sağlam, Tolunay Kafkas ya bundan sonrası. Kayserispor'un şansı her zaman böyle yaver gider mi dersiniz. Sıradan bir takım olmamaları için iyi bir hoca şart. Yoksa başarı dolayısıyla kentle bütünleşme hiç bir zaman tam olarak gerçekleşemeyecek.

5 Mart 2010 Cuma

Özel Maç Mağdurları


Özel maçlar son yıllarda daha çok sakatlıklarla ünlü olmaya başladı. Son zamanlarda klasik haline gelen bu haberlere bu özel maç haftasında da yenileri eklendi. Cüneyt Çakır'ın yönettiği Hollanda-Abd maçında Bolton'un Amerikan oyuncusu Stuart Holden'ın ayağı kırıldı. 6 ay sahalardan uzak kalacakmış 24 yaşındaki Holden.


Almanya-Arjantin maçında da Arjantinli iki oyuncu sakatlandı. Demichelis ve Heinze yaklaşık bir ay forma giyemeyeceklermiş. Fiorentina deplasmanı öncesi Bayern için çok kötü bir haber. Bunlar şimdilik sadece öğrendiklerim. En az bunun kadar ciddi sakatlıklar olmuştur. Aslında her maçta sakatlıklar oluyor ama nedense özel maçlardaki gözümüze batıyor.

4 Mart 2010 Perşembe

Bursa Kenetlenmiş Durumda


Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın yerinde olsam Bursa'dan şu anda korkardım. Asla bir Sivas havasında değil Bursaspor. Antranmanlara birsürü taraftarlar gidiyor. Halk futbolcuları şuanda nasıl memnun edebilirim diye düşünüyor. Haftalar geçtikçe büyüyen beklentiler sonunda halk bu halde. Bursa'nın tek avantajı baskısı yok gibi söylemler var. Fakat artık bence bu da geçerli değil. Tek avantajları şuanda herkesin başarıya aç olması. Önümüzdeki dört hafta o kadar da zor maçları yok. Galatasaray'ın önündeki dört maçın daha zor olması Bursalıları biraz daha umutlandırıyor. Son olarak Bursaspor şampiyon olmasa da Bursalılar takımlarına ve Ertuğrul Sağlam'a teşekkür etmeli. En azından onlara bu anları yaşattılar.

2 Mart 2010 Salı

Bir İlginç Gençlerbirliği


Gençlerbirliği sezonun en dengesiz takımlarından biri. Son beş haftadır da kazanamıyor Ankara ekibi. Doll ile birlikte ilk yarının bir bölümünde dikkatimizi çekmişti. Hurşut Meriç'iyle, Mustafa Pektemek'iyle, Kahe'siyle. Şimdi Gençlerbirliği ile ilgili bazı ilginç istatistikler vereceğim be sezonu kapsayan.

* Gençlerbirliği'nin oynadığı 21 karşılaşmanın (Ankaraspor maçları dahil değil) sadece yedisinde hem Gençlerbirliği hem de rakip takım gol atmayı becermiş. Hem attığı hem yediği karşılaşmalarda sadece Beşiktaş'a kaybetti Gençlerbirliği.

* Gençlerbirliği'nin son oynadığı 10 karşılaşmanın yarısında Mustafa Pektemek ilk onbir başladı. Yarısında da sonradan oyuna dahil oldu. Mustafa Pektemek'in on bir başladığı bu beş maçta Gençlerbirliği galip gelemedi ve sadece bir gol attı. Bu gol de Mustafa'dan değil. Fakat Mustafa'nın sonradan girdiği beş karşılaşmada ise Gençlerbirliği 10 puan toplamayı başardı. Mustafa Pektemek de iki gol attı bu maçlarda.

* Gençlerbirliği Ankaraspor maçı haricinde ligde altı galibiyet elde etti. Galip gelinen dört maçta da Kahe gol attı. Kahe'nin suskun oluşu takımı doğrudan etkiliyor.


25 Şubat 2010 Perşembe

Türkiye'de Gattuso Olmak


Gattuso'yu futbolla ilgilenen herkes bilir. Nasıl tipte bir oyuncu olduğunu. Ben sevmem oyun tarzını. Tabi beğenenlere de birşey demem. Çünkü takımı için savaşıyor. Sert olsa da biraz herşeyini koyuyor. Türkiye'de de bu tipte oyuncular var. Fakat ben dahil herkes onlara antipatik olarak bakıyor. Gattuso sert olunca takımını düşünüyor fakat onlar sert olunca kasap oluyorlar futbolcu değil oluyorlar. Bu tarz oyuncuları hiç sevmesem de Gattuso örneğini düşününce onlara hak veriyorum. Futbolda herşey teknik değil bazen sertlik de işe yarıyor. Birçok örnek var ama buna en yakın olan ismi örnek vereyim..


Sedat Ağçay ;

Bugün takımlarında defansif orta saha olarak görev yapan Uğur İnceman, Deniz Barış gibi oyunculardan daha iyi olduğu kesin onun. Galatasaraylıların tepkileriyle şu günlerde gündemde Sedat. Sertliği Mustafa Sarp'ın sertliğiyle aynı. Bu sertlikler tabii ki güzel değil. Ama Avrupada'ki örnekler takdir görünce onların eleştirilmesi anlamsız kalıyor. Çok takım değiştirmiş Sedat Ağçay. Bence uzun yıllar Antalya'da kalmalı. İstikrar sağlarsa orada daha uzun yıllar orada forma giyer. Bu futbolculara bir örnek olan Sedat Yeşilkaya. Tabii o çok daha sert Sedat'tan. Belirtmek isterim ki o da Galatasaray altyapısından.


Not: Gattuso'yu sadece karakter olarak örnek verdim. Tabii ki aralarında çokça kalite farkı var..

23 Şubat 2010 Salı

Nasıl Ligde Kalır Bu Takım


İlk yarı sonunda ilk altı için heyecanlanmıştık fakat bunun çok zor olduğunu söylemiştik. Çok zor demiştik ama bu kadar kötü durumu da hiç tahmin edemezdik. Küme düşme adayları arasındayız maalesef şuanda. Tek şansımız küme düşmeyi adayı çok takımın olması. Bu takımın fikstürü bu. Nasıl ligde kalabilir Çanakkale Dardanelspor. Bir bakalım ;

Üç düşme potasındakş takımla evimizde oynayacağız. Samsunspor, Kocaelispor ve Mersin. Kocaeli ve Mersin maçlarından mutlak üç puan almalıyız. Samsunspor'dan da en az bir puan alınmalı. Boluspor ile de Çanakkale'de karşılaşacağız. Boluspor deplasmanda iyi bir takım değil. Fakat ilk altı şansları var olduğundan ne yapacakları belli olmaz. Ama düşmek istemiyorsak o maçtan da en az bir puan şart. Altay maçı zor maç olur. Altay o haftalar da ilk altıyı garantilerse alabiliriz. Fakat durumu kritik olursa çok zor maç olur. Beş iç saha maçımızdan en az 10 puanla çıkmalıyız.

Deplasmanda iyi deniliyordu takımımız. Fakat o özellikte artık maalesef yok. İç saha puanımız geçti dış saha puanını. Giresunspor ve Adanaspor maçları çok zor. İki deplasmandan toplam bir puan alsak fena değil. Hacettepe ve Gaziantep Bld. maçlarından en az birini mutlaka kazanmalıyız. Ki bence kazanacağız. İnanıyorum. Karşıyaka deplasmanına bu hafta gidiyoruz. Bence Karşıyaka abartılacak bir takım değil. Gaziantep Bld geldi yendi. Erciyes de elinden kaçırdı. Korkmadan çıkmalıyız artık bu maça. Kaybedecek ne var ki artık. Rize ve Karşıyaka deplasmanlarından birinden de puan almalıyız. Bu şart.

En az on beş puan toplamalıyız. Takım maalesef moralsiz durumda. Atahan'ın satılması, Koray'ın sakatlanması, İsmail'in sakatlanması, yeni alınan forvetin hala oynamış olmaması, kaleci transferinin biraz geç kalması. Bu nedenler takımın neden bu halde olduğunu açıklar herhalde. Daha çok var tabii ki. Allah yardımcımız olsun. Çok bekledik gelmek için umarım veda etmeyiz.

Kasımpaşa Farklı Kimlikte


Ben dahil birçok futbolla ilgilenen insan için Kasımpaşa'nın Süper Lig'de olması kötü birşey. İlk geldiğinde herkesin duaları kabul oldu. Ve geldikleri gibi gitmişlerdi. Bu sene tekrar geldiklerinde herkesin fikri gene aynıydı. Geldikleri gibi giderler. Herkesin düşüncesini haklı çıkartırcasına lige de kötü bir başlangıç yaptılar. Fakat şuan gelinen nokta biraz aklımı karıştırmaya başladı. Siyaseti falan bir yere bıraktığımda görüyorum ki şuan Kasımpaşa ligin iyi oynayan takımlarından. Kolay değil ilk önce Gençlerbirliği'ni daha sonra da Gaziantepspor'u yenmek. O kadroda Koray Avcı'yı, Murat Erdoğan'ı, Murat Şahin'i görünce saygı duymak da gerekiyor biraz. Yılmaz Vural'la başlayan çıkış yenildikleri maçta bile kendini gösterdi. Yenildiler ama gol attılar. Ligden bu sene düşmeyecekler büyük ihtimal. Düşerlerse sevineceğim. Fakat düşmezlerse de üzülmeyeceğim. Çünkü bunu hakettiler. Tebrikler Kasımpaşaspor.

20 Şubat 2010 Cumartesi

Antalyaspor Taraftarı

Antalyaspor kupada Galatasaray'ı elenince Antalya tribünleri de bayağı bir hareketlenmiş. Özet görüntülerde gördüğüm kadarıyla Eskişehirspor maçında iyi bir destek varmış. Antalyaspor da bu desteği aslında iyi futboluyla boş çıkarmadı. Fakat şanssız bir mağlubiyet aldılar Eskişehir karşısında. Antalyaspor taraftarı her maç böyle stadı doldurursa, bu takım sezon sonunda ilk 10'uniçinde rahatlıkla yer alır. Mehmet Özdilek'e Antalyaspor'a yeni bir hava kattığı için teşekkür etmek lazım. Taraftarı da Eskişehirspor maçındaki destek için bir kez daha kutluyorum.

15 Şubat 2010 Pazartesi

ALS İçin Futbol Kitabı


Bu projeyi bloglarınızda duyurmanızı rica ediyorum.


Geliri tamamen ALS MNH Derneği'ne bağışlanacak olan bir futbol kitabıprojesi...


Anadolu futbolunu yazan bloggerlar olarak en büyük çabamızsesimizi duyurmaksa, sadece ama sadece Anadolu üzerindeki ilgisizliği birazolsun kırabilmekse; sadece blog satırlarından değil; sahaflardan, kitapçılardanda insanlara seslenmeliyiz. Bunun için birkaç kitap yazıldı Türkiye'de, lakinçok büyük kitlelere ses duyurulamadı, Anadolu içinse hala aynı tas aynı hamam!İlgisizlik had safhada...


Bizler, biliyoruz ki Anadolu'da büyük birpotansiyel, lakin büyük olumsuz koşullar var. Bu olumsuz koşullardan birisi de,bilgisizlik. Madem takımını destekliyorsun, madem kalemine sarılıyorsun; sen dekatıl!


Destek ver...Takımına dair yazabileceğin şeyleri, insanlarınilgisini çekeceğini düşündüğün yönlerini; geçmişi, bugünü ve yarını harmanlayıpyaz...Sayfa sayısı konusunda bir kısıtlama olmamakla beraber, 10 - 15civarı bir sayfa sayısı olursa iyi olur. Yazı konusu olarak belli bir kıstasımızyok, sadece okuyanın gözünde takımın eskiden bulunduğu ve şimdi içinde olduğukoşullar, futbolun ana şartı taraftar, oyuncular gibi futbol ögeleri canlanmalı.Futbol bizimle güzel, futbolu güzelleştirmek de bizim elimizde!


Yazıları yollamak veya projeye dair bilgiler almak için adres:flagg.a@gmail.com


Twitter:


FacebookGrubumuz:

12 Şubat 2010 Cuma

Yeni Yüzüyle Çanakkale Dardanelspor


Biraz rahatlıktan olmalı ikinci yarıya berbat başladı Çanakkale Dardanelspor. Koray Kurt ve İsmail'in olmamasının üzerine Ferhat'ın alışılagelmiş hataları eklenince ortaya böyle bir tablo çıktı. Kartalspor maçı öncesi de endişe hakimdi. Fakat bozuk zeminde takımımızda bazı oyuncuların mücadeleci yapısı kazanmamızı sağladı. Eser'in kaleye geçmesi taraftara olduğu kadar takıma da güven vermiş. Orta sahada Selçuk Bice'yle başlamak bence yanlıştı. Erken sakatlanması belki de işimize yaradı. Sağ kanatta Raif'in müthiş çabası, kaptan Samet Albayrak'ın biraz sorumluluğu üstlenmesi, savunmanın ortasında Murat ve Diallo'nun müthiş gayreti ve Sakıb'ın akıllı oyunu galibiyeti bize getirdi. Diğer oyuncular vasattı. Özgür, İlyas gibi isimlerin bu oyununa alışığız. Zor durumda mücadeleci Kartal'ı devirdik. Öyle de gerekiyordu. Böyle mücadele edersek Ordu'dan en az bir puanla döneriz. Fakat Koray Kurt'u da aramıyor değiliz takımda. Yeni forvet Tetteh'i bekliyoruz. Bakalım piyangodan ne çıkacak. Orduspor önünde takımımıza başarılar.

5 Şubat 2010 Cuma

Yıldırırım Yıldıramazsın


Beşiktaş kazandığında da Beşiktaş'ın başkanı olamadı, kaybettiğinde de. Kazandığında kendi başarısı gibi gösterdi. Kaybettiğinde Beşiktaş'ı bir kere olsun savunamadı bile. Beş yılın sonunda ona rağmen Beşiktaş takımı taraftarıyla şampiyon oldu. Fenerbahçe, Galatasaray yoktu deniyor ya hani yarışta Yıldırım Demirören vardı rakip Beşiktaş'a. Hem de her sezon rakipti. Şampiyonluğu getiren en önemli etken taraftardan başladı işe sayın başkan. Biliyor bu konuda işini. Bazı konularda pek bilgili. Temizlik yapacağız dedi. Ortalığı darmaduman etti. Beşiktaşlıları birbirine düşürmeye başladı. Fakat birşeyi anlamadı. Beşiktaş taraftarının büyüklüğünü bi o göremedi. Şimdi gene başkan oldu Demirören. Başkanlık koltuğu da pislik içinde devam edecek. Sabır sabır sabır..

3 Şubat 2010 Çarşamba

Transferde Moda Yöntem

Şüphesiz bütün takımların başarıya ulaşmasındaki en önemli öğelerden biri teknik direktördür ve bunun için her takım tanınmış, tecrübeli teknik adamlar ararlar. Türk takımlarımızda da durum hiç farklı değil tabiki. Takımlarımızın bazıları da artık çalışmadığı Türk teknik direktör kalmadığından yurt dışından tanınmış isimlere yöneliyorlar. Daum, Rijkaard, Doll, Couceiro gibi isimler vardı bunlara son olarak Lemerre eklendi. Bu tip menejerler geldikçe takımlarımız belki de farkında olmadan önemli bir avantajları olduğunu günyüzüne çıkardılar.

Evet Avrupa futbolunda esamesi okunan bu menejerler sayesinde yabancı futolcu transferlerini kolaylaştıran yöntemi sık sık kullanmaya başladılar. Aslında Rijkaardlı Galatasaray biraz önayak oldu bu işe ve teşvik etti diğer takımları. Zaten sene başında elinde bulundurduğu ünlü isimlere devre arasında 3 tane daha eklediler. Rijkaard eski öğrencisi Dos Santos'u da ekledi ekibine. Bu tip ünlü isimlerin Galatasaray'a gelmesinde Rijkaard'ın da ve Galatasaray'ın da şöhreti etkili fakat hangisinin daha büyük etkiye sahip olduğu son zamanlarda çok tartışılıyor.

Bana göre teknik direktörün etkisi daha ağır basıyor. Aslında ben de bu konuda tereddüt yaşıyordum ki tereddütlerimi giderici bir iki durum çıktı ortaya. Demek o ki; bir baktım orta sıra takımlarımızdan Ankaragücü 2-3 günde kadrosuna Geremi, Rothen, Vittek gibi ünlü isimleri dahil etti. Sanmıyorum ki bu oyuncular "Ooo,Türkiye'nin başkent kulübüne gidiyoruz." diyerek ya da Ankara'nın hürmeti için gelsinler buraya. Lemerre sağolsun... Üstüne üstlük Gençlerbirliği'nde de Vranjes bombası patladı. Thomas Doll ile Almanya'dan bir bağlantısı olduğu apaçık ortada. Belki de şimdi farkediyorum ama Gaziantep'de de sezon başından yani Jose Couceiro bu yana Joginho, Linz gibi ünlü isimler görünürken, ara transferin son gününde Couceiro'nun Litvanya Milli takımından öğrencisi kaleci Žydrūnas Karčemarskas'da yine Antep'teydi.
Evet özellikle yerinde sayan bazı Anadolu kulüplerimize başarıya ulaşabilecekleri ya da populeritesini artıracak yeni bir yöntem. Gelsin ünlü yabancı hocalar ve ardından gelsin yıldız topçular.

2 Şubat 2010 Salı

Gelecek ve Holosko


Gelecek ve Holosko. Bu iki kelimenin yanına eskiden olsa umut getirirdim. Artık umudum bitti. Son vuruşlarda bu kadar başarısızlık olamaz. Top kullanma sorunu bir futbolcuda bu kadar olamaz. Artık umutlar bitti. Yazık ediyorsun kendine Holosko.

Bank Asya 20.Hafta Panoraması


Dün gece zor geçeceğini umduğumuz maç için ekran karşısına oturmuştuk. Fakat Karabük taraftarıyla, hırsıyla Süper Lig'i ne kadar istediğini gösterdi. Ve Altay'ın işini on dakikada bitiriverdi. İkinci yarıda üç hafta geride kalmışken değişik bir istatistik var Bank Asya'da. Ya çok kötü performans gösterenler ya da çok iyiler var. Altay da bu takımlardan biri. Bir Play off macerası daha onları bekliyor gibi. İlk ikinin diğer güçlü adayı Konya bizim Dardanel'i mağlup etti. Bizim takım hakkında biraz yazmasak iyi olacak çünkü bunu haketmedikleri kesin. Bir takım bu kadar kırılgan olabilir mi. Şanssız diyemiyoruz maalesef. Baskı yemeyeceksin bu kadar. Bucaspor Hacettepe karşısında beraberlik aldı. Bana göre normal bir sonuç. Karşıyaka-Giresun maçını da izledim. Karşıyaka son dakikalar hariç bir varlık gösteremedi. Bu kadar desteğe yazık oluyor gerçekten. Giresunspor'un da başarısını es geçmemek lazım. Bülent Bölükbaşı'nı da tebrik etmek lazım. Çok iyi performans sergiliyor. Rize-Adana maçında futbol adına hiç bir şey yoktu. Çok zevksiz bir maçtı.


Kocaelispor'da yeni futbolcular hala uyum sağlayamadı. Çok basit goller yemişler. İlk yarıda puan aldıkları Bolu ve Hacettepe'den puan alamadılar. İşleri çok zor. Samsunspor geçen hafta Karşıyaka önünde şanssızdı. Mersin'de de çok gol kaçırmışlar. Doksanıncı dakikadaki golü atamasalar yazık olacakmış. Samsunsporlu Turgut da çok beğendiğim oyuncular arasında. Son olarak da Orduspor taraftarını tebrik etmek istiyorum. Bizim Çanakkale halkına ibret olacak bir görüntü varmış Ordu'da. Maçı da çevirivermişler iki dakikada. Helal olsun Orduspor futbolcu ve taraftarlarına.

26 Ocak 2010 Salı

Drogba Chelsea'de Eto'o Inter'de Güzel


Güzel bir Afrika Kupası izliyoruz. Her ne kadar kötü bir başlangıç olsa da ilginç maçlar bir nebze olsun o olayları unutturdu bizlere. Futbolun niye bu kadar sevildiğini bir kez daha gösterdi. Favoriler yoluna devam edince de çeyrek finalde daha güzel maçlar çıkardı. Fakat bazı gelişmeler de dikkat çekici. Birçok Avrupa yıldızının bulunduğu turnuvada başka futbolcular daha fazla ön plana çıktı. Dün Fildişi her ne kadar son dakikada da elense Drogba'nın bu gollerde ve oyunda bir başarısı yoktu. Sahada göremedik. Elenmesini istiyordu adeta Fildişi'nin. Bir an önce Londra'ya dönmek istiyor olmalı. Aynı şekilde bugünkü maçta Eto'o. Sahada geziniyor adeta. Arada bir çıkıp etkisiz şut çekiyor o kadar. Emana'nın bu güzel oyununa eşlik edebilse şuanda Mısır yerine Kamerun yarı finalde olabilirdi. Belki de iki ismin başarısında arkalarındaki adamların da önemli etkileri var. Drogba'yı Lampard ile izlemek güzel. Eto'o Ronaldinho ile başka güzeldi. Dönsünler kulüplerine. Tanıyamadık onları.

25 Ocak 2010 Pazartesi

Turkcell Süper Lig - Azfarklaaut


Bir ay önce yazdığım bir yazı TSL Transfer İhtiyaç Tablosu. Transfer döneminin bitmesine az kala bu yazıyı bugün okudum. Baktım ki doğru bir analiz yapmışım. Transfer yapmasına gerek olmayanlar transfer yapmamış, defansa ihtiyaç olanlar defans almış. Kısacası hem ben, hem de takım teknik direktörleri ihtiyaçları iyi gözlemlemişiz. Şimdi ihtiyaçlar tamam. Daha iyi bir ikinci yarı bizi bekliyor. Turkcell Süper Lig ile ilgili yazılar ikinci yarı boyunca da sitemizde devam edecek. Bizi izlemeye devam edin.

21 Ocak 2010 Perşembe

Bucaspor Sen Kimsin


Görmemiş Bank Asya görmüş şaşırmış. Görmemiş 3.lüğü görmüş afallamış. Görmemiş on yılda bir oyuncu çıkarmış futbolcu yetiştiren kulüp olmuş. Altay'a laf atar olmuş Göztepe'ye laf atar olmuş. Stadı olmuş Arena demişler. Taraftarları tarafından 40 000 kişilik bir stad gibi. Çanakkale'ye daha 17 17 17 miş demişler fakat bilememişler Çanakkale onlardan 17 kat daha değerli. Keşke iddialı gitseydik şu Buca deplasmanına keşke. Onlara en iyi dersi futbolcular verirdi. Gene de belli olmaz bizim takımın işi. Biz koca Çanakkale Dardanelspor'uz. Biz Türk futbolunda markayız. Sen kimsin Buca..

Kocaelispor'da Yüzler Gülüyor


Bülent Uzun, Ali Çamdalı, Ercan Ağaçe, Uğur Yasan, Ali Bayraktar, Emrah Kol, Adem Çalık, Fevzi Tuncay, Aydın Yıldırım, Atahan Menekşe, Tevfik Altındağ, Murat Hacıoğlu, Levent Kartop ve Aydın Yılmaz.. Hepsi Bank Asya için önemli isimler. Sezon başından beri Kocaelispor'da olsalardı üst sıralarda olmasa da orta sıralarda kendine ye bulurdu Kocaelispor. Koray Avcı'yı da kutluyorum. Yardım etmiş eski kulübüne. Bank Asya'dan hemen gitmek Kocaelispor'a yakışmaz. Zor değil. Üstündeki birkaç takımı rahatlıkla geçebilirler bu futbolcularla. Dileğim düzelmeleri. Kocaelipor Türk futbolu için önemlidir. Kocaelispor'un sezon sonunda da yüzünün gülmesi dileğiyle.

20 Ocak 2010 Çarşamba

Rıza Çalımbay - Denizli - Youla


2002-2003 sezonu Denizlispor için önemli. Tarihinde yaşadığı ve belki de yaşayabileceği tek Avrupa başarısı o sezondu Denizlispor'un. Önce Fransa Kupası şampiyonu Lorient'i, daha sonra Çek şampiyonu S.Prag'ı ve daha sonra da Fransa Lig Şampiyonu Lyon'u elemişti Denizlispor Uefa Kupası'nda. Bu başarıdaki en büyük paylardan biri de Rıza Çalımbay'a aitti. O günden bugüne çok şey değişti. Denizlipsor şuan düşecek takımlar arasında ve büyük ihtimal düşecek. Kurtarıcı olarak da Çalımbay'a sahtekar diyn Youla'yı aldılar. Hem de Caner ve para verip. Ben Denizlispor başkanı olsam bunu düşünürdüm. Rıza Çalımbay mı daha önemli Youla mı daha önemli ..

19 Ocak 2010 Salı

Renksiz Takım Gaziantep Bld.


2005-2006 sezonunu 13.sırada, 2006-2007 sezonunu 11.sırada, 2007-2008 sezonunu 14.sırada, 008-2009 sezonunu ise 13.sırada bitirmiş Gaziantep Belediye. Bu senede aynı istikrarı sürdürüyorlar. O sıralara yapışmış öylece duruyorlar. Ne taraftarı var ne stadyumu. Ne hocası bellidir ne de futbolcuları. Ne zaman hangi ara puan aldıkları da belli değil. Dün akşamki Konyapor deplasmanında alınan galibiyet gibi nadiren ortaya çıkarlar. Stadyum ve seyirci açısından ne kadar şanssızlarsa, Bank Asya'da kalmak konusunda o derece şanslılar. Eminim ki bu senede öyle ya da böyle düşmeyecekler. Gaziantepspor maçlarına bile gitmeyen Gaziantep şehrine bu takım gerçekten çok fazla. Umarım ikinci yarı her maç rakipleri bu takıma ciddi hazırlanır ve sonları Konyaspor gibi hüzünlü olmaz. Yoksa sezon sonunda 14.lük basamağı Gaziantep Bld.'yi bekliyor.

18 Ocak 2010 Pazartesi

Kör Hakem

Görüntü Duisburg - Frankfurt maçından. Duisburg'un beşinci golü böyle oluyor.

17 Ocak 2010 Pazar

Toni - Ronnie



Serie A'da günün yıldızları belli. Juventus sezonu erken kapadı. Gelecek hafta oynanacak Milan-Inter maçı final maçı gibi adeta. Fiorentina da İddaa kuponlarını erkenden yatırdı. Serie B'de İddaa sürprizlei devam ediyor. Serie A kaybederken Serie B kazandırıyor.

16 Ocak 2010 Cumartesi

Neill - Youla - Mehmet Demirkol


Ferrari transferinden sonra gereksiz bir tartışma açıp Ferrari'nin Gökhan Zan'dan fazlası yok demişti. Ona kanıt olarak da Parma-Gençlerbirliği maçını göstermişti. Şimdi Neill geldi. Ünlü bür Blackburn - Gençlerbirliği maçı vardı. Gençlerbirliği güzel bir galibiyet almıştı. Gökhan Zan şimdi Galatasaray'da. Neill de Galatasaray'a geldi. Acaba Neill'in Gökhan Zan'dan fazlası yok polemiği başlatır mı Demirkol ?

15 Ocak 2010 Cuma

Forvetsiz Ç.Dardanel Erciyes Karşısında


Koray Kurt sezonu kapadı. İlyas sakat. Mendy gönderildi. Hüseyin de sezonu kapadı. Rauf çok az süre aldı. A-2 takımında Abuzer'in maç kadrosuna alındığı söyleniyor. Bu maçı belki kazanabiliriz fakat diğer önemli rakiplere karşı ne yapacağız. Umarım yeni bir yabancı forvet gelir kısa zamanda. Yarınki maça gelecek olursak zor da olsa kazanacağımız düşüncesindeyim.


Erciyesspor'un gücü belli. İkinci yarıya iyi başlamak isteyeceklerdir tabii ki. Maçı tvden takip edeceğiz maalesef. Bu arada D-Smart 18 Mart'ta dört maçımızı canlı verdi şu ana kadar. İki galibiyet, iki mağlubiyet aldık bu maçlarda. İstatistikte de öne geçeriz umarım. Başarılar Çanakkale.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Ferrari İçin Ağlayanlar

Ferrari'nin Venezuellalı eski sevgilisi manken Aida Yespica, İtalyan televizyonunda hüngür hüngür ağlayarak "Kalbim hala O'nun için çarpıyor" demiş. Dünkü Kasımpaşa, kupadaki Manisaspor ve Bursa'nın son anlarını gördükten sonra Beşiktaşlılar da içten içten ağlıyor. Ne de çok alışmış herkes oysa ona.

12 Ocak 2010 Salı

Serie B - İddaa


9 Ocak 2010 Cesena - Piacenza 3 - 0

5 Ocak 2010 Ancona - Triestina 2 - 1

5 Ocak 2010 Salernitana - Brescia 1 - 3

5 Ocak 2010 Lecce - Vicenza 1 - 0


Bu dört maçta da favoriler kazandı. Fakat işin ilginç yanı az oranlarıyla bildiğimiz İddaa'nın bu maçlarda favorilere 1.60'tan oy vermesiydi. Oynanan bu dört karşılaşmada da iki takım arasındaki fark baya bir fazla. Üst sıraya oynayanlarla alt sıraya oynayanlar karşılaştı. İlk maçta 1.65, ikinci maçta 1.70, üçüncü maçta 2.30, dördüncü maçta da 1.70 oran var. Aslında buna İddaa'nın oranlardaki düşüklüğü yüzünden şaşırdım, normali böyle olmalı. Bu maçlardan faydalandım. Ve tutan kuponumda yer almıştı iki tanesi. Bundan sonra Serie B'yi daha bir dikkatli bakacağım. Diğer liglerde de aynı uygulamayı bekliyoruz.

Totti - Toni - Vucinic


Toni'nin gelişi Roma'da çok olumlu karşılandı sanki. Böyle bir forvetin eksikliğini çekiyor gibiydiler. Delvecchio-Montella ikilisinden sonra bir ikili oluşamadı forvette. Gol yükünü sırtlayan her zaman Totti'ydi. Vucinic de yetmiyordu. Çünkü gol konusunda onlara yardım eden başka birisi yoktu kadroda. Chievo maçında 81 dakika forma giyen yeni transfer Toni belki gol atamadı ama etkili olduğunu ve olacağını gösterdi. Bu maçta Totti'den eksikti Roma. Bir dahaki maçta bu üçlü büyük ihitmalle ilk onbir başlayacak. Mario Gomez'den çok daha iyi forvet olduğun inandığım Toni için Bayern'e sezon sonu teşekkür edebilir Romalılar. Başarılı olmasını isterim Toni ve Roma'nın. Başarılı olsun ki Roma'nın gelecek sezon ki hücum hattı şimdiden belli olsun. Inter'e dişli bir rakip çıksın Serie A'da. Başka türlü olmayacak çünkü.

9 Ocak 2010 Cumartesi

Erkan Zengin'in Faydası Ne Olur ?


Eskişehir sezon başında maçlara üç forvet ile çıkıyordu. Hücum olarak iyi bir görüntü sergileseler de orta sahasındaki birçok adam defansa daha yönelikti. Sıkışan maçlarda işleri zor oluyordu bana göre. Hele bir de forvetleri sakatlanınca işler terse döndü Es Es için. Şimdi Erkan Zengin'i kiraladılar. Erkan Zengin'i az izlemiş olsak da Eskişehir'de rahatlıkla oynayabileceğini söyleyebilirim. Bu yüzden yapılan bu transfer yerinde. Eğer ilk onbirde oynarsa, forvetteki sıkıntıda çözülmüş olacak. Burak Yılmaz'ın forvette oynayınca Manisa'daki başarısı ortada. Ordaki performansıyla Fenerbahçe'ye transfer olmuştu. Beşiktaş'ta ilk on sekizi bile zor gören Erkan Zengin sayesinde Eskişehir bir taşla iki kuş vurabilir. Hem orta sahada ofans gücü iyi olan bir sağ kanat adamı oynamış olacak hem de forvette daha etkili olabilen Burak Yılmaz forma giyebilecek. İlk görüntü olsa da bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman gösterecek.

8 Ocak 2010 Cuma

Kayseri'nin Yabancı Tercihleri


Zaragoza'dan Toledo, Wigan'dan Aghahowa ve Olembe , Benfica'dan Makukula, Boro'dan Shawky. Ivankov'u da bu listeye dahil edebiliriz. Avrupa'nın ünlü liglerinden gelen yabancılar bir tarafta. Öbür tarafta Cangele, Saidou, Souleymanou gibi Anadolu'daki takımlarında dikkat çekmiş oyuncular. Çoğu konuda Kayserispor yönetimine katılmıyorum. Fakat bu tercihlerde onlara hak vermek lazım. Başarının altında yatan gerçeklerden biri de bu. Bunların yanında teknik direktörlerde de ısrarcı oluyorlar. Almanya ve Avusturya'dan getirdikleri gurbetçi oyuncu tercihleri yerinde. Kutluyoruz Kayseri yönetimini.

7 Ocak 2010 Perşembe

Vassell'in İçler Acısı Hali


İyice dramatize edildi Vassell'in olayı. Türkiye'nin başkentinde yaşayan Vassell bunları derse Alanzinho ne der, Makukula ne der. Zorla getirilmiş bir havası var. Gelirken keşke para yerine biraz Ankara ve Türkiye hakkında araştırma yapsaydı. Ne kadar İngiltere'den gelen birinin Türkiye'de zorluk yaşaması normal ise de , bunun biraz abartılı olduğunu düşünüyorum. Gene aynı yere çıkar bu konu. Paranın kokusu baştan hoş gelmiş olsa gerek ki bunlara bakmadan gelmiş Vassell. Şimdi de ortaya içler acısı hali çıkmış. Ankara onun futboluna belki birşey katamamış ama şairlik ruhu kattığı kesin.


Vassell der ki : Kendimi bir filmde gibi hissediyorum. Ailesi tarafından savaşa gönderilen başrol oyuncusuyum, fonda acıklı bir müzik var, izleyiciler ise patlamış mısırlarını yiyorlar.

Benziyorlar Kardeşim # 13

Fiorentina'nın 31 yaşındaki defans oyuncusu Gianluca Comotto ,


Çanakkale Dardanelspor'un başarılı performansıyla birçok takımın dikkatini çeken forvet oyuncusu Koray Kurt. Koşuşunun da Tuncay Şanlı'ya çok benzediğini belirtmek lazım.

6 Ocak 2010 Çarşamba

L'Imperatore'un Gözünden # 1


Efes Cup'ın olmadığı, transferin az olduğu bir devre arası geçiriyoruz. Tüm kulüpler arayışta hala. Beşiktaş'ın gönderilmeye aday bazı futbolcuları da rahatladı. Bir aydır gündemi meşgul ediyordu Delgado konusu. Delgado dönmeyince Tabata, Tello, Bobo hepsi rahatladı. Beşiktaşlıları da bazı kötü düşünceler sardı. Ya Bobo gönderilme korkusuyla son haftalar iyi oynadıysa. Bu düşüncelerle yeni sezona girecek Beşiktaş. Bir de bugün duyduk ki Necip'in kıymeti bilinmeye başlanmış. Ne mutlu. İnşallah -en azından- ilk 18'de görürürüz sıklıkla onu. Kendi madenini işlemeli artık Beşiktaş geç olmadan.

Çanakkale'den döndüm ki haberler arkamdan gelmeye başladı. Atahan'a sordum niye gönderildin diye. Ortada hiç bir şey yok, Buğra geldi diye gönderilmiş olabilirim dedi. Sebeplerden biri budur. Fakat bu sebep de dahil olmak üzere hepsi saçmadır. Bu sene hiç şikayetimizin olmadığı ender futbolculardan biriydi Atahan. Mücadelesini, hırsını ancak canlı izleyerek anlardınız. Sadece hırs yeter mi derseniz. Bazı oyuncular sadece hırslıdır ama Atahan öyle de değildi. Tam bir takım oyuncusuydu. Bizden daha iyi bir takımda forma giyebilecek bir oyuncu. Büyük ihtimalle de öyle olacak. Kendisine başarılar dileriz. Az ama öz formamızı terlettiği için.

Bursa'da gündem Sercan Yıldırım. Herkesin önceden yanında yer aldığı Sercan için durumlar biraz değişmiş durumda. Kaptan Ömer Erdoğan, Sercan'a uyarıda bulunmuş. Bir karar vermeli demiş. Pek de haksız değil. Bundan sonra Bursa'da iyi oynayamadığı her maç sonrası karşısında taraftarlarını bulabilir.

Four Four Two'da bu ay yer almamız bizler için çok sevindirici. Kısa zamanda bir hayli yol aldık. Destekler çoğaldıkça daha iyi şeyler ortaya çıkacağından da eminim. Bize yorumlarıyla desteği esirgemeyen herkese teşekkürlerimi sunarım.

Burak SAĞLAM;

5 Ocak 2010 Salı

Atahan Neden Gönderildi ?


Geldiği günden beri başarıyla mücadele eden, her topa kafasını uzatan, hırsıyla taraftarın çok sevdiği bir futbolcu durumuna gelen Atahan ile yollar ayrıldı. Ben dahil birçok kişiyi üzdü bu haber. Nedeni belirtilmeden gönderilmesi ise daha üzücü. En kısa zamanda bir açıklama bekliyoruz. Atahan ise kulüp bulmakta pek zorlanmaz. Süper Lig'den bile teklifler varmış. Nedenini öğrendikten sonra konuşmak daha iyi ama bu kadar ağır bir kararın alınmasına neden olan şeyin ne olduğunu çok merak ediyorum. Kötü oldu. Hem de çok.

Buğra Çanakkale'ye Döndü


Yeni yılın ilk yazısını biraz geç yazıyoruz. İyi bir haberle başlayacak ilk yazı. Çanakkaleli futbolseverler bilir Buğra'yı. Süratli bir futbolcuydu. İsmail ile birlikte Trabzonspor'a gittiler. Gittikleri yer biraz yanlıştı. Trabzon Karadenizspor falan derken İsmail geri döndü sezon başı. Gayet de iyi oynadı ilk yarı boyunca. Yönetim bunu görmüş olmalı ki Buğra'yı da kadroya katmış. Okan Koç'un gelmesini bekleyen bizler iki gün önce hayal kırıklığına uğrasak da bu haber bir nebze olsun iyi geldi. Eksikleri çoktu Buğra'nın. Son vuruşu berbattı. Trabzon'a gitmeleri kötü oldu demiştik ama İsmail'e yaradığını gördük. Koray ile geçmiş yıllarda forvet ikilisini de oluşturan Buğra'ya Karadeniz havasının iyi gelip gelmediğini bekleyip göreceğiz.