Galatasaray ve Fenerbahçe'nin sezon başında çok formda oldukları dönemlerde evlerinde iki Avrupa maçı oynadı. S.Graz ve Twente. İkisi de onlardan güçsüz takımdı ama nasıl olduysa puan ya da puanlar aldı. Dün geceki Cska'da Rusya Ligi'nin beşincisi. Kağıt üzerinde baksan Beşiktaş favori. Ama gel gör ki Beşiktaş'ın grupta tek puan alamadığı takım Cska olmuş. Gene sezon başına dönersek Trabzonspor (bence) kendisinden daha iyi olmayan Touluose'ye elendi. Geçmiş yıllara bakarsak da bunlara baya bir örnek daha verebiliriz. Peki sorun ne..
Stadlarımızda görüyoruz ki geliyor elin adamları paslaşıyor. Bizim girmek için çok uğraş verdiğimiz pozisyonlara onlar kolayca giriyor. Atıyor, gidiyor. Biz Türk taraftarlarına kalan da çok iyi mücadele ettiler demek oluyor. Halbuki mücadelenin futbolcunun yapacağı birinci görev olduğunu unutuyoruz. Eee haliyle Türk takımlarında forma giyen futbolcular da sadece mücadeleyle yetiniyorlar bazen. İşin kolayına kaçıyorlar. Zaten onların birinci görevi sahada mücadele etmek. Türkiye'ye gelen yabancılar da bu işi zaten çok çabuk çözüyor. Türk futbolunu tanımak o kadar zor da değil zaten. Çünkü Türk futbolunun belirli bir mantalitesi yok. O yüzden tanımak için birşey kalmıyor ortada.
Çoğu ülkeden daha fazla futbolun sevildiği ülkemizde, takımlarımızın Avrupa'da başarı gösterememesi üzücü. Bu sorunları çözmek için ilk iş taraftara düşüyor. Daha bilinçli taraftar toplulukları lazım. Sadece mücadeleyle yetinmeyen başarıyı da isteyen taraftar topluluğu. Bu mantalite önce bize sonra futbolcularımıza yerleşsin. Bunlar olur mu bilemem ama eğer birgün olursa Türk takımlarının zirvede olmaması için başka bir neden yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder