1 Ekim 2009 Perşembe

Krasiç Kadar Başına Taş Düşsün


İleride Nihat, Holosko, Nobre üçlüsünü görünce "defansın işi gene zor bu maç" demiştim.. Rüştü'yü hesaba katmamıştım.. İleride top tutamayan üç forvet ve geride top tutamayan bir kaleciniz var.. Ferrari ve Sivok'a ne diyebilirsiniz ki.. Ya da İsmail'e.. Parasına laf edilecek birisi varsa bu İsmail değil Ernst değil Holosko'dur, Nihat'tır.. Tabata'yı da daha 90 dakika izleyemedik ki be hocam.. Neden geldi bu adam bu takıma o zaman.. 8-0'lık Liverpool maçı sonrası bile bu kadar üzülmemiştim açıkcası.. Maçla ilgili fazla söyleyecek birşey yok kısacası.. İlker Yasin'in eşşiz sunumuna yakışır bir maç oldu.. Krasiç kadar başına taş düşsün emi.. Beşiktaş'ı İlker Yasin'in bile dalga geçtiği takım haline getiren başta forvet elemanları ve kaleci Rüştü'ye teşekkürlerimizi sunuyoruz..

1 yorum:

alihoca dedi ki...

Aslında kızmamak lazım. Sn İlker YASİN'in öncelikli misyonu takımını yüceltmektir.

Sonra ikincil ama öldürücü görevlerini ifa edebilmenin ince taktiklerine yoğunlaşır.

Fenerbahçe başta olmak üzere Beşiktaş gibi rakip takımlar için görevi, bir basın açıklaması içinde cımbızla ayıklayabileceği ayrıntlar araştırmak, yani yarası varsa kaşımak, derdi varsa yedi düvele duyurmak vs gibi...

Ama taraftarı olduğu takım kökenli yazar, oyuncu, teknik direktör vb için yapılan yanlışlar yerden yere vurulmak için kullanılmaz asla, o zaman eleştirinin yıkıcı değil yapıcı olarak yapılanını duyarsınız ancak...

Velhasıl, taraftarı olduğu kulübün misyonunu yerine getirenleri anlayışla karşılamak gerekebilir.

Yüzyıllık okul kültürüne sahip olmak kolay değil ne de olsa.