30 Kasım 2009 Pazartesi

Sakın ha! Moratti.


Yıllardır tanıyoruz Jose Mourinho'yu. Farklı, ilginç ve iddialı demeçleri, davranışları, giyimi vs. Birçok özelliği ile milyonların adeta en sevdiği teknik adam şu anda. Sportif anlamda da oldukça başarılı, aktif bi menajer.

Dilinin sivri olduğunu, iddialı ve flaş bir cevap verebileceğini bilen gazeteciler de her seferinde güzel sorular hazırlayıp soruyor kendisine. Eee... Can damarına basan sorular yöneltilince de gerçekten iddialı, istedikleri gibi cevaplar alıyor gazeteciler. Yine Inter'in Barcelona yenilgisi ve kendisinin Inter'de ki geleceğine ilişkin sorulara ilginç cevaplar verdi Jose.

Barcelona'ya yenilmelerinin İtalyan futboluna kötülüğüne ilişkin sorulan soruya "Juventus'un Zürih ve Bordeaux'ya yenilmesinden daha kötü değildir" diye cevap vermesi bir hayli ilginçti. Belki rakibiyle haftasonu oynayacakları maç için bir psikolojik taktik belki de sadece sivri dilinden çıkan normal bir söz ama gerçekten iddialı ve sinir bozucu.

Ardından da şampiyonlar liginden elenmeleri durumunda Moratti'nin kendisini görevden alacağına ilişkin soruya da hemen başka bir kulübe gidebileceğini söyleyerek cevap vermesi ilginçti. Mourinho bence kesinlikle çok başarılı bir hoca ve Inter'in kupayı alamaması veya elenmesi onun yüzünden değil asla. Inter'in Real, Chelsea, Barcelona'ya göre yine şansı az, Inter yine onlardan zayıf ve bu kadro ile bence bunu değil Mourinho, bütün teknik adamları bir araya toplasan yine başaramaz. Inter olur da elenip Moratti de Mourinho'yu kovarsa Inter'e en büyük kötülüğü yapar. Öncelikle kendi eksiklerini gidermeliler yinetim olarak. transferler olarak. Bununla birlikte Mourinho ile istikrarı sağlayıp bir kaç yıl içinde Avrupa'nın en büyüğü olması işte o zaman çok daha kolay olacaktır.

Inter yavaş yavaş renklenen bir takım, Jose Mourinho da renkli, Umarız bu ahenk devlerle boğuşurken alınan yaralara yenilmez ve devam eder.

Bayram Tatili


Sınavlar sonrası tatil iyi oldu. Siteyle pek ilgilenemedik bayram tatili dolayısıyla. Gene eski tempomuza geri dönüyoruz. Biraz geç de olsa tüm ziyaretçilerimizin bayram tatilini kutluyoruz.

26 Kasım 2009 Perşembe

Rakipler İçin Matrakula


Makukula performansıyla büyülüyor. Rakipler için korkutucu bir forvet artık o. Yani tam bir Matrakula.

Not : Matrakula Boşnakça'da iyi olmayan , bela anlamına gelir.

Delidir Ne Yapsa Yeridir


Doğru ya da yanlış ama profesyonnellik sınırları içinde adamı delirten biri İbrahim Üzülmez. Obertan'ı da çıldırttı dün gece. İkinci yarı bu yüzden Obertan sert fauller yapmak zorunda kaldı ona. Eee boşuna Deli İbo değil lakabı.

25 Kasım 2009 Çarşamba

Avrupa Ligi'nin Yeni Favorisi : Liverpool

Klasik Barcelona Maçlarından Biri


Barcelona oyunda sürekli üstün olan taraftı. Sanki karşısında Inter değil de Inter Bratislava vardı. O derece rahatlardı. Herkes Barca'nın oyunundan çok zevk aldı birkaç senedir. Artık karşısında biraz daha dik durabilen bir rakip istiyor. Karşısında defans yaparak galip gelen bir takım da istemiyorum. Atak oynayarak Barcelona'yı yenebilecek takım ya da en azından Barca'ya karşı cesurca atak oynayabilecek bir takım istiyorum. Hani hep derler ya Anadolu takımlarının kaybedeceği ne var üç büyük takımlar karşısında. Defans yaparlar dururlar; sonucunda ne olur gene yenilirler. Atak oynamazlar. Barcelona örneği de buna benzedi. Sen Inter'sin, Chelsea'sin. Saldır adamlara. Sen de büyüksün. Milyon dolarlık adamların var. Hafta sonu bunu yapacak rakip olacağını düşünüyorum karşılarında. Inter'den zaten pek umudum yoktu sıra şimdi Real'de. Bu kadar dedim ama sonunda gene Barcelona'nın kazanmasını istiyorum.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Yedik 9 Golü Alın Paranızı


Wiganlı futbolcular Tottenham maçında kendilerini desteklemeye gelen taraftarlarının bilet paralarını iade etmeye karar vermiş. Bu olaydan sonra Tottenhamlı futbolcular da kendi taraftarlarından 9 gol için ekstra bir ücret talep etmesin sakın..

Hem Suçlu Hem Güçlü : Trabzonspor Yönetimi


Bu hafta olmasaydı gelecek hafta. O da olmasaydı devre arası yollanacaktı. Broos suçlu ilan edilmişti Trabzon'da bir kere. Ve sonunda gitti. 5 futbolcu da kadro dışı kalmış. Silva kadro dışı kalınca bakmışlar şimdi kaleye kim geçecek. Tolga Zengin. O da bizim çocuğumuz deyip kaptanlığı vermişler. Peki bugün kaptan yaptığınız adam hiç mi aklınıza daha önce gelmedi. Bir iki ay önce Tranzon seyircisi tarafından ıslıklanan da Tayfun değil miydi. O da kaptan olmuş. Gerçi Trabzon seyircisinin ıslıklamadığı adam mı kalmış. Taraftar haklı. Yönetim haklı. Futbolcu ve teknik direktörler haksız Trabzon'da. Üzülüyorum Trabzon'un haline. Böyle giderlerse bu durumdan daha kötüleri de onları bekleyecek. Ziya Doğan'a mı geri dönülür Samet Aybaba mı ya da Şenol Güneş mi bilmiyorum ama bana göre Hugo Broos iyi hocaydı ve Trabzonspor'un başında kalmalıydı.

Çanakkale Dardanelspor-Adanaspor izlenimlerimiz


Yine bir pazar günü, öğle saatleri, tam bir bahar havası, günlük güneşlik... LuckySlevin ve ben Muzorta 18 Mart'ta yerlerimizi aldık. Hacettepe maçına göre zaman ve hava şartlarının daha uygun olmasına rağmen sahadaki boşluklar yüzümüzü asmamıza yol açıyordu. Gerçekten Çanakkale halkının bu takıma hala destek vermemesini üzüntüyle karşılıyoruz. Geçen sene Bank Asya diye iç geçiren insanlar şimdi neredeler acaba. Her ne kadar oyunumuz çok verimli, çok atak olmasa da, bu takım halkının desteğini arkasında hissetmek isteyecektir.

Neyse bu olumsuzlukları bırakıp maçtan bahsetmek gerekirse, öncelikle tam bir beraberlik maçı olduğunu söylemek yerinde olur. Takımımız beklenene yakın bir onbir ile çıkıyordu sahaya. Sadece Koray Kurt'un ilerde tek forvet olduğunu görüyor ve takımın kontraya dayalı bir futbol oynayacağını kestiriyor gibiydik. Yalnız Vanspor'dan gelen ve ilk kez takımla sahaya çıkan 24 yaşındaki Yunus Akman dikkati çekiyordu. Henüz ilk maçı olmasına rağmen ön liberoda son derece başarılıydı Yunus. Umarız bu performansı devam eder ve Özgür'e dişli bir rakip olur. İlk yarıda kaleye fazla gelemedi Dardanelspor. Adanaspor da farksızdı hani. 2. yarının başında Kibong'un yerine alınan Billa takımını ateşlemiş gibiydi ve defansımızı çok rahatsız etti gerçekten. 1-2 defa gole de çok yaklaştı. Fakat maçın en kritik pozisyonuna ise taraftarın günlerdir tepkisine mağruz kalan İlyas Çakmak imza atıyordu. Orta sahanın ilerisinde aldığı ara pasla kaleciyle karşı karşıya kalan İlyas'ın topunun süzüle süzüle kaleye gidişini ve direkten dönüşünü hepimiz büyük heyecanla izliyor dizlerimizi dövüyorduk. Kendisine bu maçta pek tepki göstermeyen 17 Gençlik ile en büyük barışma fırsatını da belki tepmişti İlyas. Diğer oyuncularımız ise hep aynı performanslarına sahipti. Kaleci Ferhat neredeyse hatasızdı, Özgür orta alanda dolaştı, Sakıp sahada yoktu, Atahan'ın bindirmeleri fena değildi, kaptan Samet yine çok fazla sorumluluk alamadı, Diallo ve Murat mükemmeldi, Koray çok yalnızdı, Uğur yetersizdi, İsmail'in kıvrak hareketleri sonuçsuzdu, sonradan giren Mesut yedek olmayı hakeder gibiyken İlyas ileriye hareket kattı. Sonuçta mücadele golsüz berabere biterken takımımız 13. maçında ilk kez berabere kalıyordu.

Çanakkale halkına çok sitem etmek istiyoruz ama sesimizi malesef duyuramıyoruz. Umarız önümüzdeki Giresun ve Gaziantep BŞB maçlarında stadı biraz daha fazla doldurur ve bu takıma destek verir. İleride daha güzel yerlere gelindiğinde maçlara gelecek yüzleri olması için en azından.

22 Kasım 2009 Pazar

Fink Rüyası


Maçtan iki gece önce rüyamda Beşiktaş-Fenerbahçe maçını gördüm. Fink'in uzaktan attığı bir golle maçı Beşiktaş kazanıyordu. Belki bu akşam sadece o golle kazanmadı ama rüyanın Fink'in uzaktan şutuyla gol bulması olan kısmı tuttu. İlk yarının başlarında da Fink'in ayağına top geldiğinde de içimden adam zaten ne kadar topla buluşuyor ki gol atsın dedim. Birkaç dakika sonra rüya gerçeğe dönüştü. Şaşırdım doğrusu...

20 Kasım 2009 Cuma

Benziyorlar Kardeşim 9#

Barcelona ve Porto takımları ile Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran, oynadığı kulüplerde bir çok lig ve kupa şampiyonlukları yaşamış Brezilya asıllı Portekizli oyuncu Anderson Cassio de Luís de Souza Leita Deco.



Bursaspor'un 22 yaşındaki Bursa doğumlu başarılı orta saha oyuncusu Volkan Şen.

Biraz Derbiyi Konuşsalar


Kazım twitterde şunu yazmış. Fenerbahçe yenerse Beşiktaş ligden kopar mıymış. O kadın gene bilet kuyruğundaymış. Carlos devre arası için izin isteyecekmiş. Miş miş miş . Derbiye 24 saatten az bir zaman kala basının tek dertleri bunlar. Bazı şeyleri bıraksak da futboldan zevk almaya baksak. Cezayir-Mısır maçında, Cezayirli 145 kişi heyecandan kalp krizi geçirmiş. Adamlar futbola aç. Heyecana aç. Ülkemizde futbol sevgisi azaldı. Eski heyecanlar yok. Eee bunlar olmayınca basın bunlara yönelir taraftar bunlara takılır.

19 Kasım 2009 Perşembe

Slovenya'yı İzlemelisin Arshavin "Dedic"

Az gol yiyen bir takım Slovenya. İlk maçtaki 2-1'lik skora rağmen Rusya favoriydi. Ama onlar gene gol yemedi. Dedic'le golü buldu ve Dünya Kupası'na gitmeye hak kazandı. Tebrikler Slovenya.

Kral Henry !

Refleks ya da başka birşey ama apaçık el. İrlanda için dramatik bir olay. Fransa'nın bu asistle Dünya Kupası'nda olması kötü. Bari Domenech'le yollar ayrılsın da doğru düzgün bir Fransa izleyelim..

18 Kasım 2009 Çarşamba

O Top Gol Olmasaydı # 3

30 Mayıs 2007. Yer Ankara. Sahadaki takımlardan biri İstanbul diğeri İzmir takımı. Süper Lig'e çıkacak olan üçüncü takımı belli edecek olan maçta Altay ve Kasımpaşaspor karşı karşıya geliyor. 2006'da Sakaryaspor'a kaybetmişti finalde Altay. Kasımpaşa ise yeni bir takım daha. Maçın son dakikalarında bir penaltı oluyor. Kullanacak takım Altay. O penaltı gol olmasaydı keşke dedirtebilir insana o penaltı. O penaltı sonra oluşacakların ateşini fitilliyor sanki. Kasımpaşa doksan artı beşte Alparslan ile beraberliği yakalıyor. O gol olmasaydı Altay Süper Lig'e yükselecekti. Ama hala önlerinde bir otuz dakika var. Kasımpaşa'nın mutluluğu, Altay'ın ise üzüntüsü uzun sürmüyor. Uzatmaların ilk devresinin ilk dakikalarında öne geçen ekip Altay. Dakikalar 120'yi gösterdiğinde İzmir'in yerel tvlerinde Altay Süper Lig'de yazıları beliriyor. Erhan'ın sert şutu maça tekrar beraberliği getiriyor. Maça beraberliği getirirken Kasımpaşa'ya da Süper Lig'i getiriyor. O moralle penaltılarda eliyorlar Altay'ı. O top yerine, o toplar desek daha doğru hrhalde bu sefer. Maç sonunda Süper Lig'deki İzmir takımlarının sayısı sıfırda kalırken, İstanbul takımları beş oluyor. O toplar gol olmasaydı şuan hala Altay'ı Süper Lig'de izliyor olacaktık bence ve Kasımpaşaspor gibi asansör bir takım daha fazla hayatımıza girmeyecekti.

Hajde Džeko Hajde Salihović


Bosna Hersek için tarihi bir gün. Rakip zor. Ama Portekiz'i elemek imkansız değil. Bosna Hersek'i Güney Afrika'da izlemek istiyoruz. Haydi Dzeko, haydi Salihovic ve diğerleri, haydi Bosna. En azından sizinle yüzümüz gülsün.

17 Kasım 2009 Salı

Parende Atan Kaleci ve Futbolcu

Penaltıdan önce parendeyi kaleci atıyor. Penaltıdan sonra ise ona gönderme yapan futbolcu. Gerçekten komik bir video.

Hangisi Daha Yakın ?

Güney Afrika'ya hangisi daha yakın. Cezayir mi ? Mısır mı ?.. Şuan şanslar eşit gibi gözüküyor. Harita üzerinde de ikisi de hemen hemen aynı mesafe uzaklıkta Güney Afrika'ya. Maçın oynanacağı ülke Sudan ise onlara göre daha yakın. Sudan'dan geçen Güney Afrika'ya ulaşmış olacak. Sudan ise futbolla gündeme gelmiş oldu. Maçın oynanacağı stadyum Al-Merreikh Stadium. Stadyum'un bulunduğu şehir Omdurman. Geçmiş yıllarda savaşla daha çok bilinen şehir bu maçtan sonra futbolla anılacak belki de. On bin Cezayirli maç için Omdurman'a gidecekmiş. Mısırlılar için ise durum daha kolay. Çünkü Sudan Mısır'a vize uygulamıyormuş. Fakat Mısırlıların bir dezavantajı var. Sudan halkı Cezayir'in yanında olacak. Geçmişten kalma bir olaymış. Her dört yılda bir Avustralya ve Güney Amerika'dan bir takımın playy-off maçlarını duyardık, izlerdik. Bu sefer gözler Afrika kıtasında. Heyecanı bol maçı izlemek güzel olacak.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Bursaspor - Ç.Dardanelspor Maçı İzlenimleri

Çanakkale'nin Bursa'yla hazırlık maçı yapacağı haberini gördüğümde çok sevindim. Maç saatini beklemeye koyuldum. Pazar günü saat 3'te Bursa Atatürk Stadyumu'nda oynandı maç. Ücretsizdi maç. Kapalı kale arkası ve numaralı açılmıştı taraftarlara. İlk defa numaralısına girmek nasip oldu Bursa'nın. Yerimi aldığımda Çanakkale Dardanelspor futbolcuları ısınıyordu. Sonra skoar-boarda baktım. Bursa ve Ç.Dardanelspor yazıyordu. Bu yazıyı görünce ah keşke Süper Lig'de olsak dedim. Çünkü yakışıyordu ismimiz oraya.Bursaspor sahaya yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkmıştı. Fakat Bursaspor geniş bir kadroya sahip. Özellikle defans hattındaki yedekleri bazı Süper Lig takımların defansından daha iyi. Takımımız ise Koray Kurt hariç ideal ilk onbiriyle çıktı diyebiliriz. Maç başladı ve ben aslında biraz şaşkına döndüm. Çünkü top ilk on beş dakika çoğunlukla bizdeydi. Kendi sahamızda Bank Asya ekiplerine karşı bile bu kadar top çevirdiğimizi hatırlamıyorum. Fakat pozisyon üretemedik top bizdeyken. Mendy ileride çok yalnızdı. Beşiktaş'ın Trabzonspor karşısına çıktığına benzer bir ilk onbir sahadaydı Çanakkale'de. Bu böyle olunca da bir süre sonra Bursaspor atakları başladı. Ne kadar yedek olsa da Sercan, Eren, Tadeu, Tuna, Bekir Ozan, Veli, Kirita gibi isimler sahadaydı. Aradaki güç farkı da yavaş yavaş ortaya çıktı ilk yarının ilk yarısından sonra. Kirita'nın bir şutu direkten döndü. İlk yarının en önemli pozisyonu buydu.
Ve bir de akıllarda kalan pozisyon Atahan'ın pozisyonu. Çalımlarla ceza sahasına girmekteyde ki yerde kaldı. Hakem kendisini kandırdığı gerekçesiyle sarı kartı çıkarıverdi hemen. Belki de maçın ilk on düdüğünden biriydi. Pozisyon faul ya da pozisyon faul değil tam olarak bilemiyorum ama şaşırtıcı olan hakemin sarı kartını göstermesiydi hemen. İkinci yarı Volkan Şen'in ikinci yarı aynı hareketi iki kez yaptı. Ama ona sarı kart göstermedi. Üstelik daha açık pozisyon oldukları kesin. Hakem demişken ikinci yarıya geçelim. Hazırlık maçı diye es geçmemek lazım bazı şeyleri. Golün de faul olduğu herkes tarafından görüldü. Kornerde Ferhat'a net bir müdahele vardı ve topu almasını engelledi boşta kalan topu da Tuna ağlara gönderdi. Bu pozisyonun faul olduğu konusunda yanımdaki birçok Bursalı seyirci de hem fikirdi. Golden sonra tatsızdı maç. Değişiklikler de bunda etkiliydi. İlk dakikalarda oynadığımız oyunu son 10 dakikada da oynasak da sonuç değişmedi. Çanakkale'de taraftarlarca en çok dikkat çeken isim Diallo ve Sakıp'tı. Diallo savunmada hatasız oynadı. Sercan Yıldırım'ın ayağından kaç top çaldı, unuttum. Sakıp da bir kaç defa etkili koşular yaptı. Dikkat çekmeyi başardı. Koray'ın neden oynamadığı konusunu bilmiyorum. Sakat olabilir. Belki de dikkat çekilmesi istenmedi yönetim tarafından. Dün tam onun istediği oyun vardı sahada.

Her neyse güzel bir pazar günüydü. 1-0 kaybetmemize rağmen Çanakkale'yi burada izlemek zevkliydi. Pas yapabildiğimizde Bank Asya'da yenemeyeceğimiz takım yok. Dün bunu birkez daha anladım. Defans hattımız Bank Asya'ya göre çok çok iyi. Orta sahaya devre arasında transfer şart. Forvete de tabii.

Üzdün bizi De Nigris !



Geçtiğimiz hafta Enke'yi kaybeden futbol dünyası, henüz bu şoku atlatamamışken kötü bir kayıp haberi daha geldi. Evet malesef Türkiye Süper Ligi ile ilgilenen herkesin tanıdığı ve sempatisini kazanmış Meksikalı milli futbolcu Antonio De Nigris kalp krizi sonucu hayata veda ederken futbol dünyasını üzüntüye boğdu. Şu an sağlık durumu, sağlık raporları, kendisine futbolun yasaklanması gibi birçok konu konuşuluyor fakat hiç biri kendisini geri getirmeyecek. Allah'tan rahmet dileriz.......

15 Kasım 2009 Pazar

İnciler 11 #

“Bu gerçekleşen bir rüya adeta. Sabaha kadar partide olacağım.” Boksör David Haye, Nikolay Valuev’i yenerek şampiyon olduktan sonra.
Bir canavarı yatıştırmaktan çok, tekir bir kedi ile oynamak gibiydi.” Yine Haye, Valuev’i yendiği maç ile ilgili konuşuyor. “ Hakemin verdiği kararda gözlerime inanamadım. Tamam, bir insan hatası olabilir ama karşılaştıklarımın en kötüsüydü.” Alex Ferguson, CSKA maçında hakemin Fletcher’a kırmızı kart gösterdiği pozisyonla ilgili konuşuyor.

“Bazen hakemlikte sadakatini kaybediyorsun. Çok kötü bir hataydı.” Chelsea mağlubiyeti sonrası sizce kim söyleyebilir. “12 adam.” Wayne Rooney Starmford Bridge’deki kameralara duygularını söylüyor. “Eğer bir fırtınanın içinden geçiyorsanız başınızı en yukarda dik tutarsınız, yani biz de bunu yapacağız.” Rafa Benitez asla yalnız yürümez.
“ Bu doğru. 19 yaşında komşunun kedisini aramak için ağaca çıktığımda sakatlanmıştım. Köyümde kahraman ilan edildim çünkü kediyi kurtarmıştım. Ne yazık ki ağaçtan düştüm ve dizimden sakatlandım.” CSKA’da Juande Ramos’tan sonra başa geçen Leonid Slutski, yaşadığı garip sakatlıkla ilgili konuşuyor. "Golf sahasında olmak çok güzel. Evde sadece mobilyaları tekrar düzenleyebiliyorsun.” Golfte Ryder Cup yıldızı Paul Casey sakatlıktan kurtulması ve evde feng shui işlerini bıraktığı için çok mutlu. “ Koluna çarpmadığını düşünüyorum, daha çok dirseğine çarptı.” ESPN spikeri Joe Royle Wolves-Arsenal maçında.

“ Diğer 19 menajere kimleri seçecekleriniz sorsaydınız, 10 tanesi Anelka&Drogba, 10 tanesi de Rooney&Berbatov’u seçerdi.” Andy Gray’a en iyi ileri ikiliyi sorduklarında, kendisinin verdiği cevap.
Futbolculara, başınız ağrıdığında gidip ilaç almalarını söylüyorum. Gerideyseniz, bu futbol sanayisinde sizin için dolu akbaba var, bu nedenle gidip ilacı alın başınız ağrırsa. Bir galibiyet bir ilaç gibidir.” Gold Coast United manajeri Miron Bleiberg biraz Maurinho-izm taslıyor.
“Kompany ve company (şirket) düzensiz bir zamanda.” Martin Tyler City’nin Fulham’ geçememesi üzerine. “United’ın bu zaferi onları Şampiyonlar Ligi’nde bür üst tura taşıyor.” BBC websitesinde resmin altındaki başlık. 3-3’lük skor beraberlik ki, Manu’nun galibiyeti değil.

“Hakemin, yan hakemin kaldırdığı bayrağı duyduğunu düşünmüyorum.” Barça maçında Sky Sports spikeri.

“Hakem düdüğünü yutmuş görünüyor.” Milan-Real Madrid maçında uzun süre faul çalmayan hakem için spiker konuşuyor.

İlginç Tezahüratlar

Fulham-Liverpool maçında Fulham taraftarları.
“12 kişi. 12 adamınız var.” (Fulham’a panaltı verilmediğinde)
“11 kişi. 11 adamınız var.” (Degen kırmızı kart görünce)
“10 kişi. 10 adamınız var.” (Carragher kırmızı kart görünce) Wycombe-Brighton maçında Brightonlu Craig Woodman’ın oyundan atılmasından sonra.
“No Woodman – no cry”

14 Kasım 2009 Cumartesi

Kaleci Futbolcular





Kral Rivaldo

37 yaşında da kral Rivaldo. Bunyodkor şampiyon olurken o da 20 golle ligde en çok gol atan futbolcu oldu. Özbekistan kolay lig olabilir. Rivaldo o lige çok fazla da olabilirç Fakat şöyle bir durum da var. Rivaldo parasının karşılığını veriyor. Oraya yatmaya gitmediği apaçık ortada. Rivaldo'yu tebrik etmek lazım. Hem profesyonelliği hem de gol krallığı için.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Mayele, Doğan Seyfi, Enke.. / Futbolun Kayıpları

Futbol güzel. Futbolu sevmek güzel. Ama bu futbolcu ölümleri futbolun en sevmediğim yönü. Artist ölür ya da bir sanatçı. Onlara da üzülürüm ama bu kadar değil. Küçük yaştan beri futbolla iç içeysen, bir oyuncuyu gençlikten tanımaya başlıyorsan o sanki senin yakının olur. Futbolcular akraba gibi gelir insana. Onun içindir ki Mayele ölür insanın içi cız eder, Foe öldüğünde bir başka olursun, Dario Silva'nın bacağının kopması seni düşündürür, Doğan Seyfi hayata veda ettiğinde gözlerin dolar. Enke'de de böyle oldu. Oysa ki haftasonu sahadaydı. Pazartesi izlediğim özetlerde kaledeydi. Ama şimdi yok hayatta. Ölüme maalesef çare yok. Türkiye için zaten kara bir gün olan 10 Kasım artık dünya futbolu için de kara bir gün maalesef.

Futbolda bir ilk daha...


Günümüz futbolu gerçekten her yeniliğe, değişikliğe ya da ilklere açık... Bunun son örneğine geçen hafta Real Zaragoza - Valencia maçında şahit olduk. Zaragoza'nın 20 yaşındaki genç oyuncusu Alex Sanchez son dakikalarda oyuna dahil oldu. Peki bunda ilk neydi? Evet; kendisinin ilk profesyonel maçına çıkan Sanchez, futbol tarihine de, tek eli olup da profesyonel bir maçta top koşturan ilk futbolcu olarak geçti. 2004 yılından beri Zaragoza'nın altyapısında bulunan Alex'in, şimdi profesyonel olduktan sonra göstereceği performans gerçekten merak konusu. Umarız forvet mevkiinde oynayan Alex gollerine bir an önce başlar ve Milli takıma kadar yükselir...

Başarılar Alejandro Sánchez López...

10 Kasım 2009 Salı

Alcorcon Hatırası

Maçtan önce herkes goller izlemek için maçı izlemeye koyulmuştur ama ola ola bir gol oldu. Maç sonunda Alcorcon turu atlarken , Real'li futbolcuların yüzlerinde bir Alcorcon hatırası vardı.

Eylem 2.0

"İnternetin susturulması matbaanın kapatılmasından farksızdır".
http://www.eylem20.org

Saygıyla Anıyoruz

bir ömür boyu senin yolunda ilerleyeceğimize ant içeriz..


Uyan bak bizim hallere
Sarı saçlım mavi gözlüm..

9 Kasım 2009 Pazartesi

Futbolda Zaman Geçirme Sorunu

Bir maçın olmazsa olmazı zaman geçirme. Futbolcular saha içinde oyuncuya dönüşüverir bir anda. Hiçbir takım taraftarı zaman geçirmeyi sevmez. Çünkü yarın, öbür gün kendi başına geleceğini de bilir. Sadece rakip futbolcuları tahrik etmekle kalmaz sahada. Tahrik olan stadyumdaki taraftarlar ya küfür eder ya da sahaya birşey atarlar. Sonuçta kulüp ceza alır. Zaman geçirme bu kadar soruna neden olurken neden hiçbir önlem alınmaz, neden buna seyirci olunur bilmiyorum. Fifa her sene yeni kurallar koyar yıllardır. Ama zaman geçirmeyle ilgili radikal bir karar göremedim henüz."Zaman geçirme nasıl sonlandırılabilir, nasıl kurallarla önlem alınabilir ?" Uygulanması pek zor olmayan kurallar koyulabilir.

Kalecinin zaman geçirmesi

Kaleci yapabildiğinin en iyisi yapmaya çalışır sahada. Gol kurtarmalar, refleksler. Ama bunlar bir yere kadar. Eğer takımı öndeyse bunlara zaman geçirmeyi de eklerler. Hepsi de bunu çok iyi bilir. Sarı kart görmeyene kadar maçın zamanında o kadar çok çalarlar ki insanları deli etmeye yeter. Kalecinin topu elinde tutma süresi nasıl sınırlandırılmışsa, aut atışına da bir çare bulunabilir. Kalecinin topu oyuna sokma süresi sınırlandırılırsa hem kimse çılgına dönmez hem de kaleciler sarı kart görmekten kurtulur.

Sakatlık numaraları

Takımın mağluptur. Atak yapmaya çalışmaktadır. Bir de bakarsın ki sahanın bir köşesinde yerde yatan bir adam. Taca falan atmasan bile belli bir süre sonra hakem oyunu durdurur. Sahaya sağlık görevlileri gelir. Oyun başlar. On saniye sonra bakarsın ki oyuncu pozisyonunu almış. Hakem oyuncuyu oyuna almak zorundadır. Böyle bir kural olmadığı için elinden birşey gelmez. Oyuna aldığı için taraftarlar tarafından eleştirilir. Fakat kenardaki oyuncuyu almazsa da öbür takım o futbolcu sahada yokken gol yiyebilir ve bu sefer öbür takım tarafından suçlu ilan edilebilir. Bu acilen çözüme kavuşturulması gereken bir konu. Futbolun seyri için bu kesinlikle gerekli. Saha kenarına gidip de hemen ayağa kalkan oyuncuya bir dakika oyuna alınmama gibi bir ceza verilebilir.


Amaç futbolu çirkinleştirenlerin cezasız kalmaması olmalı. Futbolu çok kişi seviyor, çok kişi izliyor. Doksan dakikası da güzel olan bir oyun izlemek istiyor insanlar. Bu kuralların koyulması bu kadar zor mu bilmiyorum.

Süper Lig 12.Hafta

Deplasman takımlarının beş galibiyet aldığı 12.hafta geride kaldı. İşte haftanın dikkat çeken yönleri ;

Cangele - Makukula ikilisi
Geçen sezon Kayserispor'un attığı toplam gol sayısı 38. Bu sene ise şimdiden 19'a ulaştılar. Tabii bu gol yükünü çeken iki isim var Cangele ve Makukula. Cangele Sivasspor deplasmanında belki gol atamadı ama dört asist birden yaparak galibiyetin mimarlarından oldu. Savunması zaten iyi olan Kayserispor'a böyle iki etkili forvet lazımdı. Onlarda bu sene var ve ikisi de çok formda.


Hurşit Meriç
Bursaspor savunmasını çok rahatsız etti. Golünden önce bir topu da direkten döndü. Sadece atağa destek vermekle kalmadı. Bursaspor'un önemli silahlarından Volkan Şen'i de etkisiz hale getirdi.

Gaziantepspor
Son haftalarda iyi futbol oynamaya başladı Gaziantepspor. Orta sahasında çok teknik futbolcular var. Kadrosu yavaş yavaş oturmaya başladı. Deplasmandaki ilk galibiyetlerini aldılar. Daha yukarıdaki sıralar için oynayacaklarını düşünüyorum. Bu sene nerdeyse hiç oynamayan Mehmet Yozgatlı'nın girdikten sonra gol atması da ilginç.

Kasımpaşaspor
Düşmesini en çok istediğim takımlardan biri Kasımpaşaspor. Ama isim olarak bakıldığında çok tecrübeli bir kadrosu var. Haftalar geçtikçe alışmaya başlıyorlar birbirine. Koray Avcı, Murat Erdoğan, Ali Güneş, Gökhan Güleç, Emre Toraman gibi bu ligi tanıyan isimler var. Bu isimlerin yanında Moritz gibi çok yetenekli bir isim de olunca işler değişiyor. Denizlispor, Sivasspor gibi takımların performansını görünce Kasımpaşa'nın ligde kalması olanaksız değil.

Haftanın en güzel golü
Gökhan Emreciksin'in Sivasspor deplasmanında attığı ilk gol gerçekten görülmeye değer.Yeni yeni ilk onbirde sahaya çıkmaya başlayan Gökhan Emreciksin'in performansı Kayserispor ve Türk futbolu için sevindirici.